Joseph Frank "Buster" Keaton, 4 Ekim 1895'te Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu. Sahne ismi "Buster," aile dostu Harry Houdini'den gelir. Houdini, henüz küçük bir çocukken Keaton'ın sahnede düşüp hiç zarar görmemesini görünce ona "Buster" adını verdi. Keaton, kariyerine çocuk yaşta vodvil şovlarında başladı ve daha sonra sinemaya adım attı.
Keaton, 1920'lerdeki sessiz film kariyeri boyunca bir dizi unutulmaz film yönetti ve başrolde oynadı. Filmlerinde yüz ifadesiz duruşu ve karmaşık fiziksel komedi sahneleri ile tanındı. Başlıca eserleri şunlardır:
The General (1926): Keaton'ın en ünlü filmlerinden biri olan bu yapım, Amerikan İç Savaşı'nda bir tren mühendisinin kahramanca hikayesini anlatır.
Sherlock Jr. (1924): Genç bir sinema projeksiyoncusu, bir dedektif olma hayali kurar ve kendini gerçek bir dedektif hikayesinin içinde bulur.
Steamboat Bill, Jr. (1928): Genç bir adam, babasının buharlı gemisini kurtarmak için kahramanca bir mücadele verir.
Keaton'ın benzersiz tarzı, sessiz sinema dönemindeki diğer komedyenlerden farklıdır. "Taş Suratlı" lakabıyla bilinir; çünkü filmlerinde duygusal tepkilerini nadiren gösterir ve bu da komedisinin en önemli unsurlarından biridir. Fiziksel komedisi ve dublörlük yetenekleri, o dönemin teknolojik sınırlamalarına rağmen inanılmaz derecede etkileyicidir.
Buster Keaton'ın etkisi, yalnızca sessiz sinema dönemiyle sınırlı kalmamıştır. Günümüz film yapımcıları ve komedyenleri üzerinde derin bir etkisi vardır. Jackie Chan, Keaton'ın dublörlük ve fiziksel komedi anlayışından ilham aldığını belirtmiştir. Ayrıca, Woody Allen, Orson Welles gibi yönetmenler de Keaton'ı büyük bir ilham kaynağı olarak görmektedir.
Buster Keaton, yalnızca komedi anlayışı ve dublörlük yetenekleriyle değil, aynı zamanda yaratıcı zekası ve yenilikçi film yapım teknikleriyle de sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Onun mirası, sinemaseverlerin ve yeni nesil film yapımcılarının ilham kaynağı olmaya devam ediyor.