Sitemiz, yayın hayatına SİNETAYFA ismi ile devam edecektir. Adresimiz, https://sinetayfa.com olarak değişmiştir.
İyi forumlar...

[İNCELEME] Yaşamak (Ikiru) 1952 - Akira Kurosawa

Kullanıcı avatarı

Konu yazarı
Zorba
Sinefil
Mesajlar: 25
Kayıt: 28 Ağu 2024
Şehir: Edirne

[İNCELEME] Yaşamak (Ikiru) 1952 - Akira Kurosawa

Okunmamış mesaj gönderen Zorba »


Ölmeyi isterim fakat ben ölemem… Geçen bunca sene boyunca hayatımda neler yaptığımı bilmiyorum… Kendime çok kırgınım…Yaşadığımı sanmış ancak hiç yaşamamışım…

30 yıllık şube şefi olarak çalışan, uyuşuk ve yaşamaktan uzak olan kanser olduğunu öğrenene kadar sistemin içinde körelmekten öteye varamamış kahramanımız öleceğini öğrenince hızla hayatı tamamlamaya koyulur. Buna teşvik eden düşünce, ölüm korkusu mu, yoksa hiç yaşamamış olmanın pişmanlığı mı? Bu noktada Oğuz Atay’ın meşhur dizeleri aklıma geldi hemen.
Şöyle ki; Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Kahramanımız hastalığını öğrenmesinin hemen ardından tanıştığı roman yazarına kendini ifade eder. Yazar kendisine “Talihsizliğin asaleti hakkında söylenenlerin gerçek olduğunu şimdi anlıyorum. Çünkü talihsizlik bize gerçeği öğretir. Kanser, hayatınız konusunda sizin gözlerinizi açmış. Biz insanlar çok dikkatsiziz. Hayatın güzelliğini ölüme rastlayınca anlıyoruz. Fakat bir kaçımız ölüm ile yüzleşebilir. Daha kötüleri ölmeyinceye kadar hayat hakkında bir şey bilmiyor”. (Filmin başlangıcı böyle olmasa da filmden alıntı bu cümleler, filmin ana teması ve 2 saat 23 dakikalık bu kült filmin özetidir aslında.)

“Hayatınızın kölesiydiniz, şimdi onun efendisi olacaksınız” diyerek hayattan zevk almayı bu noktadan sonra öğreneceğini, hayata karşı aç gözlülüğün insanların düşündüğünün aksine erdem olduğunu kahramanımıza aşılayarak ona bu yolda yön vermek üzere hayata açılırlar. Ancak kahramanımız, aradığı şeyin sadece zevk düşkünlüğü olmadığını kısa sürede anlar ve anlam arayışını bulup tamamlayarak ölür. Ardından işte filmin en güzel kısmı başlar.

O kadar etkileyici bir psikolojik yaklaşım ile sistemin kölesi olmuş diğer meslektaşlarının kahramanımızın ardından onu yad ederken kendilerinin vicdani sorgulaması dikkatle izlenmeye değer. Bu noktada 12 Kızgın Adam filmini anımsattı bana.

Watanabe Sun (kahramanımız) filmde şu şarkı ile hayata veda eder;
aşık olun bakireler,
kıpkırmızı çiçekler,
dudaklarınızda solmadan önce tutkunun gelgitlerinde,
içinin serinliğinde,
bu sizin içindir,
yarını bilmeyenler
Film 1950 yılında siyah beyaz fonda çekilmiş Japon yapımı olup, klasik özellikleri benimsemiş kült nitelikli bir yapıt. Psikoloji ve dram (bence biraz da felsefe) bileşiminde sıkılmadan sonunu getireceğinize and içtiğiniz takdirde müthiş bir yapım olduğunu görürsünüz. Ağır ilerlemesine ve zamanın anlatımından uzak klasik anlatım özelliklerini barındıran bu film, çürümenin hiç değişmediğini insanın makus kaderi olduğunu, çok azının bundan sıyrılabildiğini aktarır.

Filmin sonunda ekranı kapatıp, bir köşeye çekilip “kendimi” okumamı gerektirdi bana. Yaşadığım hayat yaşadığımı sanmaktan ibaret miydi? Ne kadarını benimsedim hayatımın, ne kadarını özümseyip ne kadarını gerçekleştirdim. Ne kadarı bana aitti? Geriye dönüp bakınca aslında hiç yaşamadığımı, tek yaptığımın bindiğim kayıkta kürek çekmek olduğunu anlayıp, son sigaramın son dumanı ile -at bunları kafandan sabah sinir sisteminin çöküşüne hazırlan ve yat uyu- sorgumu bu gecelik tamamladım 😃

Daha aydınlık bir sabah dileyerek filme şans vermenizi temenni ediyorum…
En son svsknr tarafından 10 Oca 2025 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı

byKush
Yönetmen
Mesajlar: 1008
Kayıt: 27 Ağu 2024
Şehir: Mersin
Yaş: 54
İletişim:

Re: [İNCELEME] Yaşamak (Ikiru)

Okunmamış mesaj gönderen byKush »

Bu "içten, samimi ve bizden" tanıtım için teşekkür ediyorum. Dilerim "tanıtım" denen şeyin mutlaka akademik kariyer ve dil gerektirdiğini düşünenlere yol gösterip cesaret verir. Yıllardır izleme listemde bekleyen bir filmdir, artık en kısa zamanda izlemem gerektiğine eminim...
:-({|=
* Ohooo vizontele daha çok yanar oglum; sinemaya benzer mi? Ben en çok sinemayı severim, sinema başka bi'şey.
Kullanıcı avatarı

Konu yazarı
Zorba
Sinefil
Mesajlar: 25
Kayıt: 28 Ağu 2024
Şehir: Edirne

Re: [İNCELEME] Yaşamak (Ikiru)

Okunmamış mesaj gönderen Zorba »

Teşekkür ediyorum, çok zarifsiniz.
Kullanıcı avatarı

sesizadam
Moderatör
Mesajlar: 320
Kayıt: 28 Ağu 2024
Şehir: İstanbul
Yaş: 37
İletişim:

Re: [İNCELEME] Yaşamak (Ikiru)

Okunmamış mesaj gönderen sesizadam »

byKush yazdı: 19 Şub 2025 Bu "içten, samimi ve bizden" tanıtım için teşekkür ediyorum. Dilerim "tanıtım" denen şeyin mutlaka akademik kariyer ve dil gerektirdiğini düşünenlere yol gösterip cesaret verir. Yıllardır izleme listemde bekleyen bir filmdir, artık en kısa zamanda izlemem gerektiğine eminim...
:-({|=
Hislerime o kadar tercüman olmuş bir yazı ki bu... İncelemeye verilebilecek en net ve güzel karşılık. Her ikinize birden bin teşekkür, bin selam olsun. İyi ki varsın byKush ❤

Hiçbir filmi izlemek için veya bitirmek için ant içmemiştim. Galiba lars von trier filmlerinin bazılarında buna yakın hisler yaşamıştım. Ant içmek mantıklı geliyor, adanmışlık. :)
Louise Bourgoin sevdamız daimidir. :)
Kullanıcı avatarı

Konu yazarı
Zorba
Sinefil
Mesajlar: 25
Kayıt: 28 Ağu 2024
Şehir: Edirne

Re: [İNCELEME] Yaşamak (Ikiru)

Okunmamış mesaj gönderen Zorba »

Teşekkür ediyorum, çok naziksiniz.
svsknr tarafından 24 Mar 2025 tarihinde Filmler forumundan Film İncelemeleri forumuna taşındı.

Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj