Amerikan Film Enstitüsü (AFI) 2024'ün En İyi Filmlerini Belirledi
Gönderilme zamanı: 15 Ara 2024
Amerikan Film Enstitüsü (AFI), her yıl olduğu gibi bu yıl da yılın en iyi filmlerini açıkladı. AFI'nin 2024 yılına ait En İyi 10 Film listesi, Oscar yarışındaki En İyi Film adaylarıyla büyük bir örtüşme göstermesi bekleniyor. Geçen yıl AFI listesinde yer alan on filmden sekizi, En İyi Film Oscar’ı için aday gösterilmişti. Oscar adayları ise önümüzdeki ay açıklanacak.
Bu yılın En İyi 10 Film listesinde dikkat çeken yapımlardan biri, Cannes'da büyük ilgi gören Jacques Audiard’ın müzikal suç komedisi "Emilia Perez" oldu. Filmin seçimindeki yoğun çekişmeler, dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca, "Challengers" ve "The Substance" gibi filmlerin listede yer almamış olması, tartışmalara yol açtı.
İşte Amerikan Film Enstitüsü'ne göre 2024'ün En İyi 10 Filmi;
"Anora", dramatik bir yolculukta insan ruhunun derinliklerine inen etkileyici bir film. Hikaye, hayatta kaybolmuş bir anlam arayışı içinde olan başkarakterin, geçmişin izleriyle yüzleştiği ve içsel çatışmalarını çözüme kavuşturmak için çıktığı zorlu bir yolculuğu anlatıyor. Filmin görsel estetiği ve derinlemesine karakter incelemeleri, izleyiciyi hem düşündürür hem de duygusal olarak etkiliyor. Anora, insanın kendi kimliğini bulma mücadelesini ve geçmişin etkilerinin geleceğini nasıl şekillendirdiğini keşfederken, aynı zamanda insanın evrensel duygusal bağlarını da işliyor. Bu unutulmaz film, izleyenleri derin bir içsel sorgulama yapmaya davet ediyor.
"The Brutalist", modern yaşamın soğuk ve yapay yüzünü keşfeden çarpıcı bir drama filmi. Film, mimarlık ve insan doğası arasındaki ilişkiyi derinlemesine incelerken, betonarme yapılarla çevrili bir şehirde yaşayan bireylerin içsel boşluklarını ve kimlik arayışlarını konu alıyor. Başkarakter, kendini bir yabancı gibi hissettiği bu sert ve soğuk dünyada, geçmişiyle yüzleşirken aynı zamanda toplumsal yapıların insan ruhu üzerindeki etkilerini sorguluyor. Görsel olarak etkileyici ve minimalist bir yaklaşım benimseyen film, izleyicilere hem görsel hem de duygusal anlamda derin bir deneyim sunuyor. "The Brutalist", evrensel bir temayı işlerken, bireylerin modern toplumdaki yerini sorgulayan unutulmaz bir yapım olarak öne çıkıyor.
"A Complete Unknown", kimlik, geçmiş ve seçimlerin hayatımız üzerindeki etkilerini sorgulayan derinlikli bir drama filmi. Hikaye, kendisini tanımayan ve toplumdan uzaklaşan bir kadının, hayatını yeniden inşa etmek için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Geçmişin yüklerinden kaçan başkarakter, farklı kimliklerle farklı insanlarla tanışırken, içsel bir arayışa giriyor. Film, kimliğin şekillendiği yerlerin ve zamanların ötesine geçerek, insanın kendini bulma ve geçmişle barışma sürecini dokunaklı bir şekilde ele alıyor. Gerçek ve hayal arasındaki sınırları zorlayan "A Complete Unknown", izleyiciyi bir insanın hayatındaki en derin çatışmaları keşfetmeye davet eden etkileyici bir yapım olarak dikkat çekiyor.
"Conclave", güç, entrika ve inanç temalarını derinlemesine işleyen, gerilim dolu bir drama filmi. Vatikan'deki Papalık seçim süreci sırasında geçen film, kilise liderlerinin en yüksek makamı seçmek için girdiği gizli ve tehlikeli mücadelenin ortasında kalmış bir grup kardinalin içsel çatışmalarını ve dışsal baskılarını konu alıyor. Hem dini hem de politik boyutlarıyla, insanların ahlaki ve etik sınırlarını test eden film, güçlü karakterler ve zihin açıcı diyaloglarla örülmüş bir anlatı sunuyor. "Conclave", izleyiciyi güç arayışının ve inancın sınırlarının sorgulandığı bir dünyaya götürüyor ve her kararın ardındaki insan doğasını keşfetmeye davet ediyor.
"Dune: Part Two", Frank Herbert'ın ünlü bilim kurgu romanından uyarlanan serinin ikinci bölümü, epik bir destanın devamını izleyicilere sunuyor. İlk filmdeki olayların ardından, Paul Atreides'in (Timothée Chalamet) Arrakis gezegenindeki kaderini kabul etme süreci derinleşiyor. Bu bölüm, Paul'ün liderlik yolunda büyük bir dönüşüm yaşarken, çöl gezegeninin yerlisi Fremenler ile birleşerek imparatorluğun yönetimini devralma mücadelesine odaklanıyor. Zengin görsel efektlerle bezenmiş, büyüleyici çöl manzaralarında geçen "Dune: Part Two", iktidar, ihanet ve kişisel fedakarlık gibi evrensel temaları işlerken, izleyiciyi aksiyon dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Yönetmen Denis Villeneuve, görselliği ve derin hikaye anlatımıyla, serinin büyüsünü daha da derinleştiriyor.
"Emilia Pérez", gücün, kimliğin ve toplumsal normların çatıştığı etkileyici bir drama filmi. Hikaye, kendi hayatını ve kariyerini yeniden şekillendirmeye çalışan genç bir kadının, toplumsal beklentilere karşı verdiği savaşı konu alıyor. Emilia Pérez, hem kişisel hem de profesyonel yaşamında kendini sürekli yeniden keşfeden, güçlü bir karakter olarak izleyiciye sunuluyor. Film, toplumsal baskılarla yüzleşen bir kadının bağımsızlık ve özgürlük arayışını işlerken, aynı zamanda modern dünyada kadın olmanın zorluklarına da ışık tutuyor. Yönetmenin özgün anlatımı ve derin karakter çözümlemeleriyle "Emilia Pérez", izleyiciyi duygusal ve düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor.
"Nickel Boys", Colson Whitehead'in Pulitzer Ödüllü romanından uyarlanan bir drama filmi. Film, ABD’nin Florida eyaletindeki gerçek bir ıslahevinden esinlenen kurgusal Nickel Akademisi’nde geçiyor. Jim Crow yasalarının hüküm sürdüğü 1960’larda geçen hikâye, iki genç siyah erkek olan idealist Elwood ve daha pragmatik Turner’ın, zalimce yönetilen bu ıslahevinde hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Adaletsizlik ve sistematik ırkçılığın gölgesinde geçen olaylar, hem bireysel hem de toplumsal bir vicdan muhasebesi sunar. Güçlü bir hikaye anlatımı ve çarpıcı karakter portreleriyle "Nickel Boys", izleyiciyi Amerikan tarihinin karanlık bir dönemine sürüklüyor.
"A Real Pain", Jesse Eisenberg’in yönettiği ve başrolünü Kieran Culkin ile paylaştığı bir komedi-drama filmi. Hikâye, Polonya’ya seyahat eden iki kuzenin (David ve Benji) aile tarihlerini keşfetme çabalarını anlatıyor. Büyükannelerini anmak için çıktıkları bu yolculuk, kişisel çatışmalarını ve aile geçmişlerindeki karmaşıklıkları su yüzüne çıkarıyor. Film, hem komik hem duygusal bir tonla kimlik, aidiyet ve acının doğası üzerine düşündürüyor. Eisenberg’in mizahi ama derin anlatımı, izleyiciyi karakterlerin hayatlarına dair içsel bir yolculuğa davet ediyor. Film, sıcak ve nostaljik atmosferiyle dikkat çekiyor.
"Sing Sing", Greg Kwedar'ın yönettiği ve gerçek olaylardan esinlenen bir dram filmi. Film, New York'taki Sing Sing Hapishanesi'nde bulunan ve tiyatro aracılığıyla rehabilitasyon sürecine katılan bir grup mahkûmun hikâyesini anlatıyor. Başrolde Colman Domingo, "Divine G" adlı bir mahkûmu canlandırıyor; karakter, sanata olan tutkusu sayesinde hem kendisinin hem de diğer mahkûmların içsel dönüşümüne öncülük ediyor. Oyuncu kadrosunda, çoğu gerçek hayatta da hapishane geçmişi olan Clarence Maclin ve Paul Raci gibi isimler yer alıyor. Film, sanatın iyileştirici gücünü ve insanın yeniden keşfedilen umut duygusunu ön plana çıkararak, özgünlüğü ve güçlü performanslarıyla izleyiciyi derinden etkiliyor.
"Wicked", Stephen Schwartz ve Winnie Holzman’ın aynı isimli Broadway müzikalinden uyarlanan, büyüleyici bir fantastik müzikal filmidir. "Oz Büyücüsü" hikayesinin öncesini anlatan film, Elphaba ve Glinda'nın sıra dışı dostluğunu keşfeder. Shiz Üniversitesi'nde yolları kesişen Elphaba, yeşil teni ve güçlü büyü yetenekleriyle dışlanırken, Glinda popülerliği ve ayrıcalıklarıyla ön plandadır. Bu iki farklı kadının, Oz’un büyücüsüyle karşılaşmaları dostluklarını sınarken, onları İyi Glinda ve Batı’nın Kötü Cadısı olarak kaderlerini belirleyecek yollarına yönlendirir. Yönetmen Jon M. Chu’nun imzasını taşıyan filmde Cynthia Erivo ve Ariana Grande başrolleri paylaşıyor.
Bu yılın En İyi 10 Film listesinde dikkat çeken yapımlardan biri, Cannes'da büyük ilgi gören Jacques Audiard’ın müzikal suç komedisi "Emilia Perez" oldu. Filmin seçimindeki yoğun çekişmeler, dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca, "Challengers" ve "The Substance" gibi filmlerin listede yer almamış olması, tartışmalara yol açtı.
İşte Amerikan Film Enstitüsü'ne göre 2024'ün En İyi 10 Filmi;
"Anora", dramatik bir yolculukta insan ruhunun derinliklerine inen etkileyici bir film. Hikaye, hayatta kaybolmuş bir anlam arayışı içinde olan başkarakterin, geçmişin izleriyle yüzleştiği ve içsel çatışmalarını çözüme kavuşturmak için çıktığı zorlu bir yolculuğu anlatıyor. Filmin görsel estetiği ve derinlemesine karakter incelemeleri, izleyiciyi hem düşündürür hem de duygusal olarak etkiliyor. Anora, insanın kendi kimliğini bulma mücadelesini ve geçmişin etkilerinin geleceğini nasıl şekillendirdiğini keşfederken, aynı zamanda insanın evrensel duygusal bağlarını da işliyor. Bu unutulmaz film, izleyenleri derin bir içsel sorgulama yapmaya davet ediyor.
"The Brutalist", modern yaşamın soğuk ve yapay yüzünü keşfeden çarpıcı bir drama filmi. Film, mimarlık ve insan doğası arasındaki ilişkiyi derinlemesine incelerken, betonarme yapılarla çevrili bir şehirde yaşayan bireylerin içsel boşluklarını ve kimlik arayışlarını konu alıyor. Başkarakter, kendini bir yabancı gibi hissettiği bu sert ve soğuk dünyada, geçmişiyle yüzleşirken aynı zamanda toplumsal yapıların insan ruhu üzerindeki etkilerini sorguluyor. Görsel olarak etkileyici ve minimalist bir yaklaşım benimseyen film, izleyicilere hem görsel hem de duygusal anlamda derin bir deneyim sunuyor. "The Brutalist", evrensel bir temayı işlerken, bireylerin modern toplumdaki yerini sorgulayan unutulmaz bir yapım olarak öne çıkıyor.
"A Complete Unknown", kimlik, geçmiş ve seçimlerin hayatımız üzerindeki etkilerini sorgulayan derinlikli bir drama filmi. Hikaye, kendisini tanımayan ve toplumdan uzaklaşan bir kadının, hayatını yeniden inşa etmek için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Geçmişin yüklerinden kaçan başkarakter, farklı kimliklerle farklı insanlarla tanışırken, içsel bir arayışa giriyor. Film, kimliğin şekillendiği yerlerin ve zamanların ötesine geçerek, insanın kendini bulma ve geçmişle barışma sürecini dokunaklı bir şekilde ele alıyor. Gerçek ve hayal arasındaki sınırları zorlayan "A Complete Unknown", izleyiciyi bir insanın hayatındaki en derin çatışmaları keşfetmeye davet eden etkileyici bir yapım olarak dikkat çekiyor.
"Conclave", güç, entrika ve inanç temalarını derinlemesine işleyen, gerilim dolu bir drama filmi. Vatikan'deki Papalık seçim süreci sırasında geçen film, kilise liderlerinin en yüksek makamı seçmek için girdiği gizli ve tehlikeli mücadelenin ortasında kalmış bir grup kardinalin içsel çatışmalarını ve dışsal baskılarını konu alıyor. Hem dini hem de politik boyutlarıyla, insanların ahlaki ve etik sınırlarını test eden film, güçlü karakterler ve zihin açıcı diyaloglarla örülmüş bir anlatı sunuyor. "Conclave", izleyiciyi güç arayışının ve inancın sınırlarının sorgulandığı bir dünyaya götürüyor ve her kararın ardındaki insan doğasını keşfetmeye davet ediyor.
"Dune: Part Two", Frank Herbert'ın ünlü bilim kurgu romanından uyarlanan serinin ikinci bölümü, epik bir destanın devamını izleyicilere sunuyor. İlk filmdeki olayların ardından, Paul Atreides'in (Timothée Chalamet) Arrakis gezegenindeki kaderini kabul etme süreci derinleşiyor. Bu bölüm, Paul'ün liderlik yolunda büyük bir dönüşüm yaşarken, çöl gezegeninin yerlisi Fremenler ile birleşerek imparatorluğun yönetimini devralma mücadelesine odaklanıyor. Zengin görsel efektlerle bezenmiş, büyüleyici çöl manzaralarında geçen "Dune: Part Two", iktidar, ihanet ve kişisel fedakarlık gibi evrensel temaları işlerken, izleyiciyi aksiyon dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Yönetmen Denis Villeneuve, görselliği ve derin hikaye anlatımıyla, serinin büyüsünü daha da derinleştiriyor.
"Emilia Pérez", gücün, kimliğin ve toplumsal normların çatıştığı etkileyici bir drama filmi. Hikaye, kendi hayatını ve kariyerini yeniden şekillendirmeye çalışan genç bir kadının, toplumsal beklentilere karşı verdiği savaşı konu alıyor. Emilia Pérez, hem kişisel hem de profesyonel yaşamında kendini sürekli yeniden keşfeden, güçlü bir karakter olarak izleyiciye sunuluyor. Film, toplumsal baskılarla yüzleşen bir kadının bağımsızlık ve özgürlük arayışını işlerken, aynı zamanda modern dünyada kadın olmanın zorluklarına da ışık tutuyor. Yönetmenin özgün anlatımı ve derin karakter çözümlemeleriyle "Emilia Pérez", izleyiciyi duygusal ve düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor.
"Nickel Boys", Colson Whitehead'in Pulitzer Ödüllü romanından uyarlanan bir drama filmi. Film, ABD’nin Florida eyaletindeki gerçek bir ıslahevinden esinlenen kurgusal Nickel Akademisi’nde geçiyor. Jim Crow yasalarının hüküm sürdüğü 1960’larda geçen hikâye, iki genç siyah erkek olan idealist Elwood ve daha pragmatik Turner’ın, zalimce yönetilen bu ıslahevinde hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Adaletsizlik ve sistematik ırkçılığın gölgesinde geçen olaylar, hem bireysel hem de toplumsal bir vicdan muhasebesi sunar. Güçlü bir hikaye anlatımı ve çarpıcı karakter portreleriyle "Nickel Boys", izleyiciyi Amerikan tarihinin karanlık bir dönemine sürüklüyor.
"A Real Pain", Jesse Eisenberg’in yönettiği ve başrolünü Kieran Culkin ile paylaştığı bir komedi-drama filmi. Hikâye, Polonya’ya seyahat eden iki kuzenin (David ve Benji) aile tarihlerini keşfetme çabalarını anlatıyor. Büyükannelerini anmak için çıktıkları bu yolculuk, kişisel çatışmalarını ve aile geçmişlerindeki karmaşıklıkları su yüzüne çıkarıyor. Film, hem komik hem duygusal bir tonla kimlik, aidiyet ve acının doğası üzerine düşündürüyor. Eisenberg’in mizahi ama derin anlatımı, izleyiciyi karakterlerin hayatlarına dair içsel bir yolculuğa davet ediyor. Film, sıcak ve nostaljik atmosferiyle dikkat çekiyor.
"Sing Sing", Greg Kwedar'ın yönettiği ve gerçek olaylardan esinlenen bir dram filmi. Film, New York'taki Sing Sing Hapishanesi'nde bulunan ve tiyatro aracılığıyla rehabilitasyon sürecine katılan bir grup mahkûmun hikâyesini anlatıyor. Başrolde Colman Domingo, "Divine G" adlı bir mahkûmu canlandırıyor; karakter, sanata olan tutkusu sayesinde hem kendisinin hem de diğer mahkûmların içsel dönüşümüne öncülük ediyor. Oyuncu kadrosunda, çoğu gerçek hayatta da hapishane geçmişi olan Clarence Maclin ve Paul Raci gibi isimler yer alıyor. Film, sanatın iyileştirici gücünü ve insanın yeniden keşfedilen umut duygusunu ön plana çıkararak, özgünlüğü ve güçlü performanslarıyla izleyiciyi derinden etkiliyor.
"Wicked", Stephen Schwartz ve Winnie Holzman’ın aynı isimli Broadway müzikalinden uyarlanan, büyüleyici bir fantastik müzikal filmidir. "Oz Büyücüsü" hikayesinin öncesini anlatan film, Elphaba ve Glinda'nın sıra dışı dostluğunu keşfeder. Shiz Üniversitesi'nde yolları kesişen Elphaba, yeşil teni ve güçlü büyü yetenekleriyle dışlanırken, Glinda popülerliği ve ayrıcalıklarıyla ön plandadır. Bu iki farklı kadının, Oz’un büyücüsüyle karşılaşmaları dostluklarını sınarken, onları İyi Glinda ve Batı’nın Kötü Cadısı olarak kaderlerini belirleyecek yollarına yönlendirir. Yönetmen Jon M. Chu’nun imzasını taşıyan filmde Cynthia Erivo ve Ariana Grande başrolleri paylaşıyor.