SİNETAYFA

Commander Dragonlord yazdı: ↑12 Şub 2025 Virginie Efira yine döktürmüş. "Sen döktürürsen biz de izleriz Virginie'ciğim. Sen yeter ki döktür." diyerekten izledim.

Zorba yazdı: ↑21 Şub 2025
Abartılı ifadeler kullanmanın yeri zamanıdır bu eser için çünkü başlı başına bir “sanat” izledim. Sinema tarihinin en iyi filmleri arasında olmasının ne kadar yerinde olduğu aşikar, lakin asıl değeri bana kattığı o derin düşünce ile baş tacım olası bir yerde olacak filmlerden biridir.

Konusu itibari ile anlaması kolay ancak alt katmanlara inildiği takdirde bir külliyat çıkar ortaya anlatılmak istenen yazıldığı süreçte.
Kısaca ifade edebilmeye çalışırsam filmde bir iz sürücü var ve her gidenin isteklerinin gerçekleşeceği bölgeye ve bölgede bulunan odaya götürmek üzere izcilik, öncülük yapan taşralı bir iz sürücü kendisi. Ve bunun yanı sıra odaya gitmek isteyen yolculuklarına iz sürücünün eşlik ettiği profesör ve yazar mevcut. Ancak bu odanın bir özelliği vardır ki oda senin ne istediğin ile ilgilenmez, senin en derin arzunu bulup onu gerçekleştirir. Film de “Kirpi” lakaplı bir iz sürücünün başından geçeni anlatırken bunu anlarız.

Filmin sinematografik özelliklerine bakıldığın da az hareketlilik, az diyalog ve çok düşünce, az Işık, koyu ton ve ağır kamera hareketleri ile görsellenmiş olarak izlenmekte. Bu bana filmi izlerken temiz bir zihin ve verimli bir içsel konuşma imkanı sunduğunu farkettim. Ve bunun çok özel olduğunu düşünüyorum çünkü modern sinema da tamamen bu tarafın kapalı olup bana cevabı da soruyu da hazır sunarken ambole olan beynimle her şeyi kabul ederken Tarkovsky sorgulamama, anlam çıkarmama ve bunu öznel nitelikler ile yapmama müsaade ediyor. Belki filmin anlattığı çok başkadır ama bana bu kapıyı da açık bırakıyor herhangi bir dayatmaya maruz bırakmadan…

Tarkovsky filmde ilginç bir detay ile taçlandırmış ki filmin her anı mücevher ile kaplı iken benim dikkat ettiğim film bölge dışında sepya renkli iken bölgeye gidildiği anda renkli bir çekim ile devam ediyor tekrar yaşadığı yere ve bölge dışına çıktığında yine aynı şekil renkli hali kayboluyor. Burada ki dikkat eksikliğiniz yok ise a aa bu da ne demektir diye sizi düşündürür hale getiriyor. Film de diğer filmlerinde olduğu gibi metaforlar (köpek, su, suyun içinde yüzen şeyler, engelli çocuk, ısırılmış elma…) zihin açıcı gerçekten. Bir oyun oynar gibi izleyebilirsiniz. Metafor bulmak ve anlamını öğrenmek bir nevi rüya tabiri gibi bana merak katıyor diyebilirim. Nitekim dağılmadan ifade edersem biraz araştırdığımda Tarkovsky sepya renk çekimlerin olduğu sahneler bölge dışında yaşadığı alanı kapsıyor ve renksiz sıkıcı iletişimin insanlar arasında yetersiz her şeyin değersizleştiği bir ortamı ifade ederken renkli olan bölge de teknolojinin girmediği, insanın ve kötülüğün olmadığı doğa ile iç içe bir doğal özü temsil ederek renkli halde karşımıza çıktığını ifade ediyormuş hatta filmde de iz sürücü bölgeye “evim” diyor hatırladığım kadarıyla, aslında olmak istediği bu arınmışlık belki de iç dünyası bu şekilde…

Filmde bölge de geçen konuşmalar, içsel çatışmalar, arayış ve sonucu aslında aranan şeyin çok da uzakta olmadığını, bölgeye ihtiyaç bulunmadığını, kendinde ve kendine ait olanda mevcut olduğunu bize bir görsellik ile ifade etmektedir ki izleyin ve siz de araştırıp bulun efenim.

Tek sefer izlemek ile yetinilemeyecek kadar anlamlı bir arayış biraz da islamda ki tasuvvufu andırıyor bende. İyi seyirler dilerim.