Sitemiz, yayın hayatına SİNETAYFA ismi ile devam edecektir. Adresimiz, https://sinetayfa.com olarak değişmiştir.
İyi forumlar...
İyi forumlar...
Günün Şiiri
-
Konu yazarı - Yönetmen
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 27 Ağu 2024
- Tepkiler puanı: 11
- Şehir: Mersin
- İletişim:
Konuşma - Ülkü Tamer
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci…
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci…
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
* Ohooo vizontele daha çok yanar oglum; sinemaya benzer mi? Ben en çok sinemayı severim, sinema başka bi'şey.
-
Konu yazarı - Yönetmen
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 27 Ağu 2024
- Tepkiler puanı: 11
- Şehir: Mersin
- İletişim:
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek - Adnan Yücel
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
* Ohooo vizontele daha çok yanar oglum; sinemaya benzer mi? Ben en çok sinemayı severim, sinema başka bi'şey.
-
Konu yazarı - Yönetmen
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 27 Ağu 2024
- Tepkiler puanı: 11
- Şehir: Mersin
- İletişim:
Mutlu Aşk Yoktur - Louis Aragon (Çev. Orhan Suda)
Hiçbir şey elinde değildir insanın:
Ne gücü, ne güçsüzlüğü, ne de yüreği.
Açtığını sansa da kollarını, gölgesi bir haçtır onun.
Paramparça olur avucunda sımsıkı tuttuğu mutluluk.
Bir garip, bir acılı boşluktur günleri.
Mutlu aşk yoktur.
Bir başka kader için giydirilmiş
Silahsız askerlere benzer hayatı.
Çaresiz, kararsız kaldıktan sonra akşamları,
Neye yarar ki sabahları erkenden uyanmaları.
Söyle bunları bir tanem, tut gözyaşlarını.
Mutlu aşk yoktur.
Güzelim, sevgilim, kanayan yaram benim.
Yaralı bir kuş gibi taşırım yüreğimde seni.
Ve onlar bakarlar bilmeksizin, geçerken biz,
Tekrarlayıp ardımdan benim ördüğüm sözleri:
Ve apansız ölürler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur.
Vakit yok artık öğrenmeye hayatı.
Ağlasın birlikte yüreklerimiz gün ışıyıncaya dek.
Küçümencik bir şarkı için bile nice mutsuzluk gerek.
Bir ürperişi bile nice pişmanlıkla ödemek.
Bir ezgi için bile nice gözyaşları dökmek
Mutlu aşk yoktur.
Hüsranla bitmeyen aşk yoktur.
Yara açmayan aşk yoktur kalpte.
İz bırakmayan aşk yoktur insanda.
Ve tıpkı senin gibidir vatan aşkı da.
Gözyaşlarına boğulmayan aşk yoktur.
Mutlu aşk yoktur.
İkimizin aşkıdır bu gene de.
Esin verdiği o güzel Livaneli bestesi;
Ne gücü, ne güçsüzlüğü, ne de yüreği.
Açtığını sansa da kollarını, gölgesi bir haçtır onun.
Paramparça olur avucunda sımsıkı tuttuğu mutluluk.
Bir garip, bir acılı boşluktur günleri.
Mutlu aşk yoktur.
Bir başka kader için giydirilmiş
Silahsız askerlere benzer hayatı.
Çaresiz, kararsız kaldıktan sonra akşamları,
Neye yarar ki sabahları erkenden uyanmaları.
Söyle bunları bir tanem, tut gözyaşlarını.
Mutlu aşk yoktur.
Güzelim, sevgilim, kanayan yaram benim.
Yaralı bir kuş gibi taşırım yüreğimde seni.
Ve onlar bakarlar bilmeksizin, geçerken biz,
Tekrarlayıp ardımdan benim ördüğüm sözleri:
Ve apansız ölürler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur.
Vakit yok artık öğrenmeye hayatı.
Ağlasın birlikte yüreklerimiz gün ışıyıncaya dek.
Küçümencik bir şarkı için bile nice mutsuzluk gerek.
Bir ürperişi bile nice pişmanlıkla ödemek.
Bir ezgi için bile nice gözyaşları dökmek
Mutlu aşk yoktur.
Hüsranla bitmeyen aşk yoktur.
Yara açmayan aşk yoktur kalpte.
İz bırakmayan aşk yoktur insanda.
Ve tıpkı senin gibidir vatan aşkı da.
Gözyaşlarına boğulmayan aşk yoktur.
Mutlu aşk yoktur.
İkimizin aşkıdır bu gene de.
Esin verdiği o güzel Livaneli bestesi;
* Ohooo vizontele daha çok yanar oglum; sinemaya benzer mi? Ben en çok sinemayı severim, sinema başka bi'şey.
Attila İlhan - Aydınlık Neyin Oluyor Senin?
aydınlık neyin oluyor senin
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin
ayışığı mavisi dudaklarından mı
o ışık zenginliği mi giyindiğin
uzay tozları mı yıldızlardan mı
elime dokunduğu an elin
güneşler açıyorum sahi ondan mı
aydınlık neyin oluyor senin
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin
ayışığı mavisi dudaklarından mı
o ışık zenginliği mi giyindiğin
uzay tozları mı yıldızlardan mı
elime dokunduğu an elin
güneşler açıyorum sahi ondan mı
aydınlık neyin oluyor senin
Ve yırtılmış bir tül gibi, savrulup duruyor zaman...
-
- Editör
- Mesajlar: 140
- Kayıt: 16 Eyl 2024
- Tepkiler puanı: 7
- Şehir: İstanbul
- Ruh Hali:
- İletişim:
Günün Şiiri
Seni güneş yaratmıştır yeryüzünde yüce tanrı
Cemaline secde eder gökyüzünün yıldızları
Merhametin ölçüsüzdür, layık mıyım ona bari?
Sen ki varsan solmayacaktır gençliğimin gül-i zarı
Cemaline secde eder gökyüzünün yıldızları
Merhametin ölçüsüzdür, layık mıyım ona bari?
Sen ki varsan solmayacaktır gençliğimin gül-i zarı
-
Konu yazarı - Yönetmen
- Mesajlar: 1072
- Kayıt: 27 Ağu 2024
- Tepkiler puanı: 11
- Şehir: Mersin
- İletişim:
Seher Şahin'e - Haydar Doğan
"Seher Şahin'e"
oturmuş ali ağabey'in çay evinde satranç oynuyoruzhakan bu hamleyi yapmasaydı şahı esir edecektim
fırsatını bulup ben çektim şah
neye uğradığını anlamadı santranç ustam
devirdi kendi eliyle koca şah'ı yere.
91 eylül'üydü
toprak sıcaktı daha
ve daha dönmemişlerdi memleketlerine giden öğrenciler
üniversiteler de açılmıştı oysa
yeni kayıt yaptıracaklar kuyruktaydılar sadece.
seher kız, daha üçüncü sınıfta üniversitenin
hiç de okuduğu bölüme göre davranan biri değil üstelik
moda'dan anlamaz, takipçisi de hiç olmamış
boyu, bir ellibeş var yok
yanakları hafif tombul
aramızda konuşmasa hiç belli bile olmaz.
ama
ama birileri kalkıp da indirmeye kalkışsa astığı pankartı
görmez gözü hiç kimseyi
ne varsa çalar suratına satılmışın.
cebinde fazla parası olmaz bizim kızın
posta emeklisi bir babanın kızı
sivas'tan göç etmişler aydın'a zamanında
eline geçen parayı da paylaşır diğer parasızlarla.
pankart için bez gerekli
ayırmıştır mutlaka bir kısmını,
bildiriler çoğaltılacak
seher varsa sorun değil.
işgal edilmiş bir üniversite de görünür kimi zaman
kimi zaman gecekondu mahallelerinde yazılamada
pankart asmada
yürüyüşlerde
bildiri dağıtımında
mahkeme salonlarında arkadaşlarının
bir koca yürek taşırdı sürekli sol tarafında.
tutsaklık da yaşadı gayrettepe'de
günlerce nerede olduğunu kimse bilemedi
polise sorduk, yok bizde öyle biri dediler
oysa biliyorduk ellerinde olduğunu.
bir akşam çıkageldi bana
gelene kadar da beş otobüs değiştirmiş
takip varsa atlattırım diye
atlatmıştı da.
yurda giderken yolda almışlar arabaya
karanlıkta kimse olmadığı için
sesini duyuramamış arkadaşlara.
işkenceye almışlar seher'i
günlerce dövmüşler karanlık bir odada,
resimler göstermişler arkadaşlara ait
tanımıyorum demiş
tutanağa da atmamış imza
orada başlamış açlık grevine tek başına
bir şey alamamışlar seher'den katil sürüleri.
91'i eylül'üydü istanbul'da
aydın'da sivas'ta
toprak sıcacıktı daha.
bir arkadaş koşarak girdi çay evine
polis bir kızı atmış üniversite'nin penceresinden dedi
on arkadaş bakıştık yirmi gözle birbirimize
sanki herkes kim olduğunu biliyormuş gibi.
Haydar Doğan
* Ohooo vizontele daha çok yanar oglum; sinemaya benzer mi? Ben en çok sinemayı severim, sinema başka bi'şey.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 4 Cevaplar
- 1043 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen kuzeydebiryer