Sitemiz, yayın hayatına SİNETAYFA ismi ile devam edecektir. Adresimiz, https://sinetayfa.com olarak değişmiştir.
İyi forumlar...
İyi forumlar...
Bugün Hangi Filmi İzlediniz?
-
- Editör
- Mesajlar: 140
- Kayıt: 16 Eyl 2024
- Tepkiler puanı: 7
- Şehir: İstanbul
- Ruh Hali:
- İletişim:
Bugün Hangi Filmi İzlediniz?
Yoğunluktan ne zamandır ertelediğim bu filmi nihayet izleyebildim. Lafı dolandırmadan direkt söyleyelim. Bu film PKK terör örgütü mensubu kadın peşmergelerin dağlarda İŞİD'e, Irak'a, İran'a ve Türkiye'ye karşı verdiği destansı (!) mücadeleyi anlatan bir belgesel. Bir ara Türkiye'de yasaklıydı bu film. Yasak kaldırıldı mı, kaldırılmadı mı tam emin değilim. Ancak şu an bir YouTube kanalında izlenebiliyor. Ancak filmi izleyince neden yasaklandığını az çok anlayabiliyorum. Çünkü film PKK'yı sempatik, atasözü gibi laflar eden, özgürlük savaşçısı, dağlarda çay içip kahvaltı eden, "çimenlerin üstünde kahvaltı etmek çok güzel bir şey" gibi laflar eden, tatlı insanlar olarak göstermiş. PKK'nın bütün olumsuz yönleri kadrajın dışında bırakılmış. Bu filmi izleyen birinin PKK'ya sempati duymaması mümkün değil. Bu açıdan bana Oliver Hirschbiegel'in "Çöküş" filmini anımsattı. O filmde de Hitler sempatik gösterildiği için tartışmalar çıkmıştı. Açıkçası bu sorunlu bir bakış açısı. Bu tür bir bakış açısından Şeytan bile sempatik gösterilebilir. Şimdi gidip tamamen Şeytan'ın bakış açısından bir belgesel çeksek, neden Adem'e secde etmediğini bir de onun bakış açısından dinlesek, seyirci Şeytan'a bile hak vermeye başlayabilir. Seyirci "Ya bu Şeytan da o kadar kötü biri değilmiş aslında." diye düşünmeye başlayabilir. Kısacası film dediğimiz şey sadece kadrajın içine aldıklarıyla değil, kadrajın dışında bıraktıklarıyla da değerlendirilmelidir. Yönetmen kadrajın içine neyi alacağına, neyi almayacağına karar verirken hem sanatsal hem politik bir tercihte bulunmaktadır. Filmin bu tercihler üzerinden de bir okuması yapılabilir. "Gülistan, Güller Ülkesi" filmine gelecek olursak, PKK'nın İŞİD'e karşı mücadele etmesi, onu bir terör örgütü olmaktan çıkartıp, özgürlük savaşçısı yapar mı? PKK da bir terör örgütü, İŞİD de. İki terör örgütü birbiriyle çarpıştı diye içlerinden biri terör örgütü olmaktan çıkar mı? İşte film bu sorulara "dinsizin hakkından imansız gelir" mantığıyla çelişkili cevaplar veriyor. Peki film Türkiye'de yasaklanmasaydı infial yaratır mıydı? Sanmıyorum. Türk milleti zaten bilinçli bir millet. PKK üzerinden oynanan oyunların farkında. Dolayısıyla sansüre, filmi yasaklamaya, sansürlerle anılan bir ülke olmaya gerek var mıydı, bu husus tartışılabilir.

İn the Mood For Love -2000
Geçen yıl izlediğim bu muhteşem unutulmaz filmi 2.kez izleyerek tazeleyip ardından da bir analizine bakayım dediğim de vay be diyerek bakmak-görmek/ izlemek-anlamak şeklinde gördüğümü ve öğrendiğimi duygularımla birlikte buraya ekleyerek aktarmak hem de kendime not etmek istedim.
Öncelikle film Hong Kong yapımı olup yönetmeni senaristi yapımcısı Wong Karwai ait olan romantik dram türünde 2000 yılında yayınlanmış ve Altın Palmiyede 2 ödül almış bir film.
Film 2000 lerde çekilmiş olsa da konusu itibariyle 1960 yılının politik yapısını da düşünerek,daracık alana sıkışmış bir aşk hikayesi anlatmaktadır. Daracık alan dememin sebebi film sahneleri küçük ve kalabalık odalarda,merdivenler ve koridorlar da karşılaşma ya da buluşma ile geçmektedir. Film de az iletişim,çokça duygu çağrışımı,görsel renk zenginliği ve muhteşem müzikleri ile yoğun hislere karışıp film sonunda da hüzne kapılıyorsunuz.
Ama ama ama bu film ile alakalı analiz esnasında o kadar önemli detaylar öğrendim ki sembolizm ve metaforların filmi anlamakta ne kadar etkili olduğunu ve filmler de kullanılan açıların objelerin renklerin anlam taşıdıklarını öğrenmiş oldum. Bir kaç örnek ile aktaracak olursam filmin bir sahnesinde başrol kadın oyuncunun bir ayna da kendi yansımasını görüyoruz, sinamada kapı,cam,çember,ayna gibi bir alanın tam ortasında bulunan rol modelin “sıkışmış,huzuruz be zor durumda bir ruh ifade ettiğini aktarıyor.
Yine bir örnek olarak film de bir sahne de duvarda natürmort elma resim asılı ve aynı açıda komodin üzerinde tabak içerisinde elmalar sergilendiği görülmektedir. Yine sinema da gördüğümüz elma sembolü “ölümü,yitirilişi,çöküşü”simgelediği ve filmde de bu sahne bize film de ölen biten bir durum olay veya kişi var ve aynı zamanda şu an da yaşadığı henüz bitmemiş durumun da yaşasa dahi son bulacağını bize simgelediğini anlatıyor imiş. Muhteşem değil mi? Böyle bakınca film şifreleri ile başka bir keyif ve anlam veriyor sahiden. Biraz daha araştırınca yine filmde geçen bir sahne de başrol erkek bir yeşil vazonun yanından geçmektedir. Yine sinema da vazo kase gibi objeler içi dolu ve içi boş haliyle farklı anlamlar yine kullanılan ham maddesine göre de farklı anlamlar simgelediğini aktarıyor. Eğer sinema da topraktan yapılmış bir kap vazo çanak vs gibi eşya görüyorsak yine gerçek bir ölümü ifade ettiği ancak cam kristal ve seramik benzeri bir formda görülen vazo kap çanak ise kadının rahmini simgelediğini aktarıyor bu fim de adamın yanından geçtiği yani aslında giderken (detay gitmesinde ) görülen yeşil seramik vazonun sevgilisi olan başrol kadının hayat doğuracağını (gebe) simgelediğini belirttiklerinde yine aşırı şaşırdım. Daha da beni böyle etkileyen bir çok detayı mevcut ancak daha da uzayıp sıkıcı hale gelmeden burada kesmeyi uygun görüyorum. Etkileyici tasarımı ve müzikleri kulağınızdan hiç gitmeyecek olan bu filmi izlemenizi dilerim.
-
- Editör
- Mesajlar: 140
- Kayıt: 16 Eyl 2024
- Tepkiler puanı: 7
- Şehir: İstanbul
- Ruh Hali:
- İletişim:
Bugün Hangi Filmi İzlediniz?
İtalyan hükûmeti için çalışan bir tercüman olan Alice Cespi, bir sabah uyandığında hafızasında iki günlük bir boşluk olduğunu fark eder. Cevaplar için ipuçlarını takip eden Alice, sırlarla dolu bir kasaba olan Garma'ya varır.
İzleyiciyi psikolojik bir gerilimin içine hapseden Ay'daki Ayak İzleri, hem düşsel, hem uhrevi, hem de kaygı verici bir atmosfer yaratmasıyla ön plana çıkıyor. Vittorio Storaro'nun nefes kesici görüntülerinin eşlik ettiği ve anıların zamana kronolojik olarak yayılmadığı, neyin doğru neyin yanlış olduğunun kestirilemediği, insan hafızasının yapısı ve doğası üzerine psikanalitik bir çalışma. Filmin çekimlerinin Türkiye'nin büyüleyici mekânlarında gerçekleştirilmesi, olağanüstü görüntü yönetimi ve müziklerle birleşince, bu kalibrede bir İtalyan yapımında daha önce hiç karşılaşmadığımız türden bir etki yaratıyor. Güçlü bir kişiliğe ve özgünlüğe sahip, izleyicinin dikkatini yoğun biçimde çeken, son derece zihinsel bir deneyim sunan ve giallo türünün dar sınırları içine hapsedilemeyecek kadar geniş konulara değinen bu deneysel film, İtalyan bağımsız sinemasının bir zamanlar ne kadar çok yönlü, heyecan verici ve inanılmaz derecede hipnotik olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor.

Bu arada, filmi dilim döndüğünce Türkçe'ye çevirdim. Ücretsiz izleyebilirsiniz:
Bugün Hangi Filmi İzlediniz?
İyi ya da kötü demek zor ama kesinlikle enteresan ve değişik!
Dolce far niente…
Bugün Hangi Filmi İzlediniz?
Neden izlememişim şimdiye kadar utanç duyuyorum, tek solukta 1 ve 2 izledim. Fazla söze gerek yok. Her yönüyle Efsane!
Bugün Hangi Filmi İzlediniz?
Dramı yüksek ama izlemesi keyifli, ne olacağı belli olsa da, iyi gelen filmlerden…
Dolce far niente…
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
-
Yeni mesaj Bugün Hangi Dizinin kaçıncı bölümünü izlediniz?
gönderen kuzeydebiryer » » forum Sinefil Kafası - 36 Cevaplar
- 5805 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen svsknr
-
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen sINebot
-
-
Yeni mesaj Bir filmi en fazla kaç kez izlediniz?
gönderen kuzeydebiryer » » forum Film & Dizi Anketleri - 3 Cevaplar
- 725 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen svsknr
-
-
- 4 Cevaplar
- 859 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen kuzeydebiryer
-
- 95 Cevaplar
- 29455 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen byKush