Hitchcock'un sinemaya bakış açısı, izleyiciyi sürekli olarak merak içinde bırakmak ve gerilim duygusunu en üst düzeyde tutmak üzerine kuruludur. O, sinemanın bir sanat formu olduğunu ve bu sanatın izleyici üzerinde güçlü duygusal etkiler yaratabileceğini savunur. Hitchcock, filmlerinde izleyiciyi manipüle etmeyi ve onların beklentilerini alt üst etmeyi sever.
Hitchcock'un filmlerinde sıkça karşılaşılan temalar arasında suç, psikolojik gerilim, kimlik ve insan doğasının karanlık yönleri bulunur. Filmlerinde genellikle sıradan insanların olağanüstü durumlarla karşılaştığı hikayeler işler. "Psycho", "Vertigo" ve "Rear Window" gibi filmler, bu temaların en iyi örneklerindendir.
Hitchcock, sinemada teknik ve estetik açıdan yenilikçi bir yaklaşım benimser. Kamera hareketleri, ışık kullanımı ve kurgu teknikleri, onun sinemasının belirgin özelliklerindendir. Özellikle "Hitchcock Zoom" olarak bilinen teknik, izleyicinin karakterin duygusal durumunu daha iyi anlamasını sağlar. Ayrıca, müzik kullanımı konusunda da oldukça başarılıdır; filmlerinde müzik, gerilim duygusunu artıran önemli bir unsurdur.
Alfred Hitchcock, sinema dünyasında kendine özgü bir yer edinmiş, ustalığı ve yenilikçi yaklaşımıyla tanınan bir yönetmendir. Onun filmleri, izleyiciyi derinlemesine düşündüren ve duygusal olarak etkileyen yapısıyla dikkat çeker. Hitchcock'un sinemaya getirdiği yenilikçi bakış açısı ve sanatsal anlatım tarzı, sinema tarihine önemli bir katkı sağlamıştır.